Kicking Blood

Blaine Thurier tarafından yönetilen 2021 Kanada fantastik türde bir filmidir. Film, 2021'in başlarında Ontario, Sudbury'de çekildi. İlk gösterimini 10 Eylül'de 2021 Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yaptı, ardından 2021 Cinéfest Sudbury Uluslararası Film Festivali'ndeve 2021 Vancouver Uluslararası Film Festivali'nde gösterildi.
Anna (Alanna Bale), formunu korumak için toplumun “artıklarını” kandan arındırmak zorunda kalan, dipten beslenen bir varoluşu sürdürmekten bıkmış bir vampirdir. Çekici ama pervasız genç bir adam olan Robbie (Luke Bilyk)'nin alkolizminden kurtulmasını izlediğinde, kanı bırakmaya ve insanlığını geri kazanmaya karar verir. Anna, hatırlayabildiği kadar uzun zamandır psychedelic kan mutluluğunun sisi içinde yaşıyor. Hedonist varlığı, bir gece geç saatlerde çekici bir alkolik parti çocuğu olan Robbie ile tanıştığında meydan okuyor.
Anna onu eve götürür, Robbie'nin onun yaşayıp yaşamamasının umurunda olmadığını merak eder. Ayılana kadar yaşamasına ve onunla kalmasına izin vermeye karar verir ve gerçek katil doğası ve vampir klanının gazabı ile arasını açar. Anna en iyi ölümlü arkadaşının kanserden öldüğünü gördüğünde, hayatı seçme konusunda ilham alır. Vampir kohortuyla karşı karşıya kalan Anna, yaşam aşkı ve elbette Robbie için kanı bırakmaya ve yeniden insan olmaya yemin eder. Kan çekilmesiyle zayıf düşen Anna, vampirler tarafından avlandıkları için Robbie ile birlikte kaçar.
Tipik vampir filminizden çok uzak olan 4k film formatındaki Kicking Blood , bir vampir kadın ve alkolik bir adam arasındaki tuhaf ilişki olduğu için gece sinsi sinsi dolaşan kan emicilerle pek ilgili değil. Thurier, filmin çoğunu vampirler ve insanlar arasındaki deneyimsel uçurumu keşfetmeye ayırıyor. İster Robbie'nin içkiyi unutmaya çalışması, isterse yaşlı arkadaşı Bernice'in (Rosemary Dunsmore) ölümü bir süre daha savuşturmak için hap alması olsun, Anna, insanların yaptığı her şeyi garip bulmadan edemez. Anna'nın kan içmediği zaman yaşadığı fiziksel bozulmayı göstermek için yapılan ince makyaj çalışmaları da oldukça etkilidir ve hepsi Ohad Benchetrit ve Justin Small'un kara kara düşündüren 80'ler tarzı sentezlerden akılda kalan kemanlara uzanan eklektik müziğiyle düzgün bir şekilde birbirine bağlanmıştır.