Dear Evan Hansen

Evan Hansen, liseye giden bir öğrenci. Ama onun için hayat biraz zor. Sosyal kaygıları var. Çevresindeki insanlarla iletişim kurmakta zorlanıyor. Bir gün, sınıf arkadaşı olan Connor intihar ediyor. Bu olay çok üzücü. Herkes çok üzülüyor.

Connor'un ailesi, Evan'ın bir mektubunu buluyor. Bu mektubu yanlışlıkla oğullarının intihar mektubu olarak alıyorlar. Evan, ne olduğunu anlamadan bir anda büyük bir yalana kapılıyor. O mektubu aslında yazmamıştı. Ama şimdi herkes ona inanıyor.

Evan, herkesin kendisi hakkında düşündüğü gibi biri olmak istemiyor. Ama artık geri dönemiyor. Yalanı sürdürmek zorunda kalıyor. Herkes ona acıyor, ona destek veriyor. Evan, bu durumu çözmek için yeni bir kişilik takınıyor. O artık o mektubu yazmış gibi davranıyor.

Ama Evan için her şey çok zor. Yalan söylemek onu yıpratıyor. Sosyal kaygıları artıyor. Her gün daha da yalnız hissediyor. Ama bir yandan da, bu yalanın ona da faydaları var gibi görünüyor. Belki de insanlarla daha iyi iletişim kurabilecek.

Evan, kendini bu yalanın içinde kaybederken, gerçeklerin ortaya çıkması için zamana ihtiyacı olduğunu fark ediyor. Ama aynı zamanda bu yalanın sonuçlarından kaçmak da istemiyor. Onun için tek çözüm, gerçekleri açıklamak ve yalanın sonuçlarıyla yüzleşmek. Ama bunu yapmak kolay değil.

Evan Hansen'ın hikayesi, insan ilişkileri, sosyal kaygılar ve yalancı imajlar üzerine derin bir düşünce ve duygusal bir yolculuktur. Onun yaşadığı zorlukları anlamak, biraz daha empati yapmak için bize farklı bir perspektif sunuyor. Yalanların sonuçlarını ve doğruyu söylemenin önemini yeniden hatırlatıyor.